OSTEOPOROZ
Osteoporoz en sık görülen kemik hastalığıdır ve yaşam süresinin uzaması ile önemli bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Konsensus Geliştirme Konferansında (CDC 1991) osteoporoz; düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığı olarak tanımlanmıştır.
Osteoporoz yaş, lokalizasyon, tutulan kemik doku, etiyoloji ve histolojik görünüm gibi faktörler göz önüne alınarak sınıflandırılabilir. Etiyolojik faktörlere göre yapılan sınıflandırma birincil ve ikincil osteoporozdur ve en sık kullanılan sınıflandırmadır. Birincil osteoporozda altta yatan bir hastalık olmazken ikincil osteoporozda sebep olan birçok hastalık olabilir.
Tip I (Postmenopozal) | Tip II (Senil) | |
Yaş | 50-75 | 70 yaş ↑ |
Kadın: Erkek | 6:1 | 2:1 |
Tutulan kemik | Trabeküler | Kortikal + trabeküler |
Kırık lokalizasyonu | Vertebra, el bileği | Kalça, pelvis, tibia |
Etyopatogenez | Östrojen↓ | Yaşlanma,İkincil hiperparatiroidi |
Kemik kayıp hızı | Hızlı | Yavaş |
Paratroid hormon fonksiyonu | Azalmış | Artmış |
Kalsiyum emilimi | Azalmış | Azalmış |
Patofizyoloji | Rezorbsiyon artmış | Yapım Azalmış |
Osteoporozda Risk Faktörleri
Yaşam süresinin uzaması ile önemli bir halk sağlığı problemi olan osteoporoz ve yol açtığı kırıklar morbiditenin ve mortalitenin önemli nedenleridir. Osteoporoz tüm iskeleti etkiler, el bileği, kalça ve omurga kırıkları en sık görülen kırıklardır ve bakım gerektirirler. Kırıklar nedeniyle oluşan ekonomik yük ve morbidite-mortaliteye sebep olması osteoporozu önemli bir toplum sağlığı sorununa dönüştürmektedir. DSÖ kriterlerine göre menopoz sonrası kadınların %30’dan fazlasında osteoporoz vardır. Osteoporozu önlemenin ve tedavi etmenin temel amacı osteoporotik kırıkları ve sıklığını azaltmaktır. Osteoporozu tam olarak tedavi edebilecek, kırıkları önleyebilecek kesin bir yöntem yoktur. Ancak osteoporoz için risk faktörlerinin tanımlanması ve önlemler alınması önemlidir.
Osteoporoz da Majör Risk Faktörleri
- Yaş > 65
- Vertebral kompresyon kırığı
- 40 yaşından sonra frajilite kırığı
- Osteoporotik kırık için aile öyküsü (özellikle annede kalça kırığı)
- Glukokortikoid tedavisi
- Düşme
- Fiziksel aktivite azlığı
- Osteopeni
- Hiperparatiroidizm
- Hipogonadizm
- Erken menopoz ve histerektomi ( 45 yaştan önce)
- Malabsorbsiyon sendromu
Osteoporoz da Minör Risk Faktörleri
- Romatoid artrit
- Klinik hipertiroidizm
- Kronik antikonvülsan tedavi
- Düşük kalsiyum alınımı
- Alışkanlıklar (aşırı alkol alımı ve kahve tüketimi, sigara kullanımı)
- Düşük beden ağırlığı
- Kilo kaybı, 25 yaşındaki kilonun % 10’undan azı
- Uzun süreli heparin tedavisi
OSTEOPOROZDA FİZYOTERAPİ
Osteoporozda fizyoterapinin amacı semptomların iyileştirilmesi, fonksiyonel kayıpların giderilmesi ve oluşabilecek yaralanmaların önlenmesidir.
Osteoporozda yeni kırık insidansını azaltmak, kemik kütlesini korumak ve ağrıyı kontrol altına almak gerekmektedir. Osteoporozlu hastaların ciddi fiziksel semptom ve fonksiyon kayıplarının yanında kendine bakım ve günlük yaşam aktivitelerini yapabilme ve sosyal aktivitelere katılma gibi durumlarda da zorluklar yaşamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı osteoporozlu hastaların yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir.
Osteoporozlu hastalarda en önemli semptom ağrıdır. Ağrı genelde akuttur, ani başlar ve genellikle vertebral bir kırıktan kaynaklanır. Kırık bölgesindeki kaslar gergin ve ağrılıdır. Ayrıca mekanik stres sonucu oluşan mikrofraktürler de ağrıya neden olabilir. Kemik basıncı yükseldiğinde kemikteki sıvı subperiostal boşluğa geçer, sinir basısına sebep olur ve ağrılı periostal reaksiyona yol açar. Ağrı postür değişiklikleri, kırık, kas ile ligament yaralanmaları veya mekanik sebeplerle oluşabilir. Osteoporozlu hastalarda ağrı durumları çok iyi değerlendirilmeli ve takip edilmelidir. Ağrının azaltılmasında ve önlenmesinde hasta ile yakınlarının eğitimi gereklidir.
Osteoporozlu hastalarda egzersizlerin amaçları;
– Kemik kaybını azaltarak, kemik kütlesini artırmak
– Kas gücü ve kas kütlesini artırmak
– Denge ve koordinasyonu artırmak
– Esneklik ve fiziksel aktivite düzeyini artırmak
– Kardiyorespiratuar dayanıklılığı artırmak
– Eklem stabilitesini artırmak
– Postürün korunması ve oluşabilecek deformiteleri önlemek
– Ağrıyı azaltmak
– Emosyonel stabiliteyi sağlamaktır.
Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz kemik kütlesinde meydana gelen kaybı azaltır ve kemik kütlesini arttırır. İnaktivite ve sedanter yaşam ise osteoporoz için önemli bir risk faktörüdür.
Güçlü mekanik yüklenmeler ve dirençli egzersizler kemik üzerinde yüksek mekanik güç oluşturarak kemiğin kuvvetini arttırır. Kemiğe uygulanan mekanik güç osteoblastik aktivitenin artmasını sağlar.
Osteoporozda egzersiz programları bireysel olmalıdır. Hastanın genel sağlık durumu, osteoporoz öyküsü, risk faktörleri ve kemik mineral yoğunluğu değerlendirilmelidir. Ağrı durumu, düşme ve kırık öyküsü sorgulanmalıdır. Postür, uygun aerobik testler ile fiziksel uygunluk seviyesi, üst ve alt ekstremite için hareket, genel fonksiyon, denge ve yaşam kalitesi değerlendirmeleri yapılmalıdır.
Osteoporozlu hastalara önerilecek egzersizler vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler, yüksek etkili egzersizler, kuvvetlendirme egzersizleri, germe egzersizleri ve denge – koordinasyon egzersizleri olarak sınıflandırılabilir.
Egzersiz programları ve sportif aktivitelerin süre, frekans ve şiddeti osteoporozlu hastanın kemik mineral yoğunluğu, kırık riski düzeyi ve yaş gibi faktörleri dikkate alınarak düzenlenmelidir. Egzersizlerin haftada 3 gün olması uygundur. Egzersiz programları germe ve relaksasyon egzersizleri ile başlamalı, kuvvetlendirme veya dirence karşı yapılan egzersizlerle devam etmeli, germe ve gevşeme egzersizleri ile bitirilmelidir.
Osteoporoz hakkında daha fazla bilgi alabilmek ve evde fizik tedavi hizmeti almak için https://fizyoterapirehab.com/evde-fizyoterapi/.tıklayınız.